Sayın Genel Müdürüm, korunan alan çalışmalarından başlayıp tarihi milli parklarımıza doğru bir yolculuk yapalım istiyoruz… Allahuekber Dağları Milli Parkı, Nenehatun Tarihi Milli Parkı ve Başkomutan Tarihi Milli Parkı’nda neleri öngörüyorsunuz? Bizleri bilgilendirir misiniz efendim ?
Genel Müdürlüğümüz tarafından 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve Milli Parklar Yönetmeliği kapsamında 2002 yılı itibari ile 8 adet Milli Park, 177 adet Tabiat Parkı, 55 adet Tabiat Anıtı ve 81 adet Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan edildi. İlan edilen korunan alanlarla birlikte toplam korunan alan sayımız 40 adet milli park, 209 adet tabiat parkı, 111 adet tabiat anıtı ve 31 adet tabiatı koruma alanına ulaştı. Ramsar alanı sayısı 9’dan 14 yükseldi. Bu alanların ve biyolojik çeşitlilik değerlerinin yerinde korunmasına yönelik çalışmalar yürütülmeye devam ediliyor.
“Şeref Duyacağımız ve Övünç Dolu Bir Tarihimiz Var; Tarihi Milli Parklarımızla Ecdadımıza Sahip Çıkıyoruz…”
Aynı zamanda şanlı tarihimiz hakkında şuurlu nesiller yetişmesi için; Tarihi Milli Parklarımızda (Sakarya Meydan Muharebesi tarihi Milli Parkı, Sarıkamış Allahuekber Dağları Milli Parkı, Nenehatun Tarihi Milli Parkı ve Başkomutan Tarihi Milli Parkı) altyapı ve üst yapı tesisleri, İdari Ziyaretçi Merkezleri ve Panoramik Müzeler yapıyoruz. Şeref Duyacağımız ve Övünç Dolu Bir Tarihimiz Var; Tarihi Milli Parklarımızla Ecdadımaıza Sahip Çıkmak için çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. En son ilan sürecini başlattığımız Kop Dağı Müdafaasının geçtiği alanın Tarihi Milli Park olarak ilan edilmesi maksadıyla kurum görüşlerine sunduk. Burada şimdiye dek yaptığımız çalışmalarla, tamamıyla tahrip olmuş olan İpek Yolu’nu ortaya çıkardık. Sakarya Milli Park ilanına kadar sadece 3 noktada toplam 200 şehidimizin yeri bilinmekteyken, bugüne kadar yürütülen çalışmalarla toplam 92 şehitlik noktasına ulaşıldı. Yürüttüğümüz çalışmalarla yeri belirlenen şehit sayısının 1300’ün üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Toplam 19.500 şehidimizin bulunduğu sahada tarama çalışmaları, sonuna kadar devam ettirilecek. Sarıkamış harekatının gelecek nesillere aktarılması için Tanıtım ve Araştırma Merkezi yapıyoruz ve bu merkezimizi de 2016 yılı içinde tamamlayıp, halkımızın hizmetine sunacağız. Nene Hatun Milli Parkı’nda da, Tabyaların restorasyonuna bu yıl içerisinde başlıyoruz. Panaromik müzenin proje hazırlamasına hızla devam ediyoruz. 137 bin şehidimizin yattığı, yeniden bayrak olduğumuz, bütün dünyaya Türk’ün gücünü bir kez daha gösterdiğimiz, Kurtuluş savaşımız için mihenk taşı olmuş toprakların oluşturduğu Başkomutan Tarihi Milli Parkımızda yaptığımız ihyalarla şanlı tarihimizi halkımızla buluşturuyoruz.
“Tarihi Milli Parkımızda yaptığımız ihyalarla şanlı tarihimizi halkımızla buluşturuyoruz” Ziyaretçi sayıları ile ilgili bir rakam telaffuz edebilir miyiz, Sayın Genel Müdürüm? Sahayı gezmeye gelenler için bir mobil uygulamanız söz konuşumu efendim… Elbette… Milli parklar ve Tabiat Parklarımıza yaptığımız yatırımlar neticesinde, 2015 yılında 12,5 milyon vatandaşımızı ağırladık. Bu yıl içinde de bu sayıyı 15 milyon kişiye çıkarmayı hedefliyoruz.
“Mobil Uygulamamızla, Milli Parklarımız ve Tabiat Alanlarımız Cepte…” Genel Müdürlüğümüz korunan alanlarımızda 81 ilimiz için ayrı ayrı gerçekleştirilen Turizm Master Planları ile her ilin kendi potansiyelini ortaya çıkararak, vatandaşlarımızın bu sahalarda yapabilecekleri faaliyetleri belirledi. Bununla birlikte, bütün ziyaretçiler, gittikleri korunan alanlarda nerede ne var, nasıl yapılır gibi bilgilere Milli Parklar Mobil Uygulaması ile kolaylıkla ulaşabilir.
“Ulusal Doğa Koruma Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi’ni Başlattık” Yine korunan alan çalışmaları kapsamında ülkemizin Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde çevre alanında yerine getirmesi gereken yükümlülüklerinden birisi olan ve Habitat direktifi ve Kuş Direktifi uygulamalarını kapsayan Natura 2000 alanlarının belirlenmesi maksadıyla, Genel Müdürlüğümüzce Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım (IPA) kapsamında yaklaşık 6 milyon Euro bütçeli “Natura 2000 Gerekliliklerinin Uygulanması İçin Ulusal Doğa Koruma Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” başlatıldı. Projenin 2018 yılında tamamlanması hedefleniyor.
Genel müdürlüğünüz ülkemizin sulak alanlarından da mesul… Bu konuda yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bizleri bilgilendirir misiniz? Genel Müdürlüğümüz biyolojik önemli sulak alanlarımız ve bu alanların korunması, plânlanması, düzenlenmesi, geliştirilmesi, tanıtılması, yönetilmesi, işletilmesi ve işlettirilmesi ile ilgili bütün işleri yürütüyor. 2002 yılında hiç Sulak alan koruma bölgemiz yokken, 2015 yılı sonunda Ülkemize 41 adet Sulak Alan Koruma Bölgesi kazandırdık ve 2002 yılında sadece 1 adet Sulak alan yönetim planımız varken, 2015 yılında bu sayıyı 23’e yükselttik. Sulak alanlara tescil sistemi getirilmesini sağladık ve bu sayede 20 adet sulak alan ulusal, 5 adet sulak alan da mahalli öneme haiz olarak tescil edildi. 46 adet sulak alanın biyolojik çeşitlilik araştırmasını tamamladık ve 9 adet sulak alanın rehabilite edilmesini sağladık. 2016 yılında tamamladığımız Ulusal Sulak Alan Envanteri Projesi kapsamında ise büyüklüğü 8 ha. dan büyük 921 adet tabii sulak alan tespit ettik. “Sulak Alanlara 20 Milyon TL Yatırım” Genel Müdürlüğümüzce 2002-2015 yılları arasında sulak alanlara 20 Milyon TL yatırım yaptık. 2019 yılında da Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescil edilen alan sayımızı 50’ye çıkarmayı ve Ramsar Alanı sayımızı da 20’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca 8500 km olan kıyılarımızdan koruduğumuz oran 2002 yılında %20 iken, 2015 yılında %22’ye (1865 km) çıktı. Ülkemizde istilacı yabancı türler önemli bir problem olmaya başladı. Denizlerimizde 450 balık türü varken, 450 ye yakın istilacı yabancı tür de denizlerimize girdi ve bu sayı artmaya devam ediyor. Bunun için “Önemli Biyoçeşitlilik Alanlarımızda İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Belirlenmesi” adlı bir proje hazırladık, çalışmalarına 2017 yılında başlayacağız.
Konuşmanızın başında ülkemizin hassas alanlarıyla ilgili çalışmalar yaptığınıza da değinmiştiniz mağaracılığı da bu konuya dahil edebilir miyiz, efendim…
Milli Parklar Genel müdürlüğü olarak biz, 2015 yılında 13 adet mağarada izleme ve denetim çalışması gerçekleştirdik ve 17 adet mağara da yine bizim tarafımızdan özel statü ile koruma altına alındı. Ayrıca bugüne kadar envanteri yapılan 1377 Mağaradan, toplam 227 adedinin de etüt işlerini bitirdik. Yine bugüne kadar mağaralar ile ilgili 5 adet korunan alanı ilan ettik. Her yıl en az 10 adet mağaranın denetimi gerçekleştiriliyor ve koruma amaçlı her yıl 10 adet etüt çalışması yapılıyor. Pınargözü Mağarası ile ilgili araştırma çalışması 2015 yılı itibarıyla 11.500 metreyi bulmuş olup, 2016 yılında da bu çalışmalar hızla devam edecek. Genel müdürlük olarak ilk defa bir mağara ile ilgili herhangi bir afet durumunda (Burdur İnsuyu Mağarası) kullanılmak üzere “Acil Eylem Planı” hazırladık. Türkiye’nin İlk Lav Tüpü Mağarasını Keşfettik… “Hassa Lav Tüpü” Mağarası envanterde kayıtlı 1377 adet mağara içerisinde bir ilk ve bu mağaranın etüt çalışmaları da ilk defa tarafından yapılmıştır. Avlanma ve avcılıkla ilgili çalışmalarınız, özellikle Avlak Yönetimi Bilgi Sisteminden bahsedebilir misiniz, Sayın Genel Müdürüm… “Genel Müdürlüğümüz Av Yönetimi Dairemizce gerçekleştirilen faaliyetleri; hem bugünkü nesillerin kendi içinde hem de bugünkü nesiller ile gelecek nesiller arasında hakkaniyet ve fırsat eşitliği sağlanması ilkesi ile hazırlamış olduğu eylem planı çerçevesinde yürütüyor.” Bu çalışmaları üç temel unsur üzerinden devam ettiriyoruz. Bunlar; Avlakların tesisi ile planlı ve kotalı avcılığın sağlanması, Kaçak avcılıkla etkin mücadele ve Av hayvanları üretimi ile tabiatın desteklenmesidir. Bu kapsamda ülkemizde avlakların tesisi ve tescili ile alakalı faaliyetler 2005 yılında başlatıldı ve 3 özel avlak, 52 örnek avlak, 508 genel avlak ve 643 devlet avlağı olmak üzere toplam 1206 avlak tescil edilerek 2015-2016 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararı ekinde ilan edildi. Bu avlakların toplam büyüklüğü 37,577,549.6 hektardır. “2013 senesinde AVBİS ile planlı ve kotalı avcılığa geçtik…” 2013’ten beri avcılarımıza hizmet veren Avlak Yönetimi Bilgi Sistemi (AVBIS) ile avlaklarda planlı ve kotalı avcılığa geçildi. AVBIS Av ve yaban hayatı değerlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak maksadıyla geliştirilen internet odaklı bilgi sistemidir. Avcılarımıza, kullanacakları kotaları internet üzerinden alabilmelerini sağlamaktadır ve kotaların elektronik olarak kontrol edilmesi ve yönetimi fırsatını vermektedir. Devlet ve Genel Avlaklar iller itibari ile sisteme (AVBIS’e) kaydedilmektedir. Av hayvanı türüne göre belirlenen kotalar sisteme yüklenmektedir. AVBİS ile kota alımı dışında şu bilgilere de ulaşılabiliyor. Bunlar; avcılara ait bilgiler, satışı gerçekleşen avlanma pulları, avcılık belgesi harcı, fahri av müfettişi bilgileri, ceza kararları ile avcılık belgesi bilgileri. Bunun dışında yeni hizmete soktuğumuz Avcı Avlakta Akıllı Mobil Uygulama (AVA) ile avcılarımız Kota talebi, Neredeyim?, Acil durum (Avcının önceden belirlediği kişi otomatik olarak aranacaktır), Paylaşım (Dosya paylaşımı, bas konuş), Araçlar (Hava durumu, mesafe ölçüm, yükseklik basınç ölçümü, Diyanet bilgileri), Bu nedir?(Fauna ve bitki türleriyle ilgili bilgi), Dokümanlar, Bildirimler, İhbar et, Avcı hesabım panellerini kullanabiliyorlar.
Kaçak avlanmanın, yaban hayatı türleri üzerinde ciddi bir tehdit olduğunu ve sizin Kaçak Av konusunda Genel Müdürlük olarak hassasiyetinizi biliyoruz. Bu konudaki çalışmalarınız ne durumda, efendim…
“Kaçak Ava Karşı Mücadelemiz Bütün Hızıyla Devam Ediyor…” Av ve yaban hayatı değerlerimizi korumanın en önemli unsurlarından biri yaban hayatına sahip çıkabilecek koruma kontrol sistemi kurabilmektir. Genel Müdürlüğümüz kurulduğu günden beri kamu malı olan yaban hayvanlarını yasadışı bir biçimde avlayan veya yakalayan kaçak avcılarla etkin mücadelesini sürdürüyor. Bu kapsamda 2003 yılından günümüze dek yaklaşık yarım milyon avcımız koruma kontrol çalışmaları kapsamında kontrol edildi; bunlardan 52.952 kişiye yasadışı avcılık faaliyetlerinden ceza kesildi. Son 13 yılda bu cezalar neticesinde yaklaşık 30 milyon Türk Lirası idari para cezası ve 15 milyon Türk Lirası tazminat uygulandı. Bu kontrollerde yaklaşık 33 bin yaban hayvanının yasadışı avlandığı tespit edilerek, el konuldu. Yaptığımız sıkı denetimlerle kaçak ava karşı mücadelemiz tüm hızıyla devam ediyor. “2001’den beri bütün illerimizde avcı eğitim kursları düzenliyoruz.” Avcılarımızın eğitimi ve doğa koruma bilincinin yerleştirilmesi Genel Müdürlüğümüzün üzerinde hassasiyetle durduğu bir diğer konudur. Bu nedenle 2001 yılından itibaren tüm illerimizde avcı eğitim kursları düzenlenmektedir. Ülkemizde avcılık belgesi sahibi olabilmek için bu eğitimi almış olma şartı vardır. 2016 haziran ayı itibariyle 13.597 avcı eğitim kursu düzenlendi ve 420.138 kişiye sertifikaları verildi. “Ürettiğimiz Yaban Hayvanları ile Tabii Hayatı Destekliyoruz.” Tabiatta popülasyonları azalan popüler av hayvanları Genel Müdürlüğümüzce üretiliyor ve tabii yaşam alanlarına salınarak tabiat destekleniyor. Ülkemizin farklı illerindeki kınalı keklik, sülün ve alabalık üretim istasyonlarında bugüne dek toplam 376.124 kınalı keklik; 195.081 sülün üretilerek doğaya salındı. Bugüne kadar anaçların alındığı tabii dere yatakları ve göllere salınan toplam alabalık sayısı ise 10.179.420’dir. Sadece 2016 yılı rakamlarını verecek olursak; 74.800 adet keklik ve 23.300 adet sülün üretilerek toplamda 98.100 adet kanatlı yaban hayvanını tabiata saldık, 3 milyonun üzerinde alabalık üretimi sağlanmış olup bunlardan 2.441.500 adetini de orman içi sulara bıraktık.
Yaban hayvanlarını destekleme çalışmalarınızdan da biraz bahseder misiniz? “Yılın Her Döneminde Yaban Hayvanlarımızı Destekliyoruz…”
Öncelikle yaban hayatının tabii ortamında korunması ve desteklenmesi çalışmalarından söz etmek istiyorum. Genel müdürlüğümüz bu güne dek 1.192.794 hektar büyüklüğünde 81 adet Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS) ilan etti. Bu sahalarda 18 yaban hayvanı türü ve su kuşları hedef tür olarak korunmakta olup bu sahalardan 17’si saha sulak alan statüsündedir. Yaban hayvanlarının tabii alanlarında soğuk kış şartlarında yiyecek bulmakta zorluk çekmelerini engelleyebilmek için ağır kış şartlarında yaban hayvanlarının desteklenmesi maksadıyla ilk olarak 2011-2012 kış döneminde tabiata yem bıraktık. Her yıl devam ettiğimiz bu özverili çalışmada tabiata 2015-2016 kış sezonunda da 333.056 kg yem bıraktık. Ayrıca yazın sıcak havalarda su bulmakta zorluk çeken yaban hayvanlarımız için de özellikle korunan alanlarımız içerisine su yalakları yapıyoruz.
“Risk altında olan türlerimizi üretip, tabii ortamlarına yeniden yerleştiriyoruz…” Genel müdürlüğümüz, ülkemizin değişik yörelerinde 1’i kanatlı, 11’i memeli yaban hayvanı olmak üzere toplam 12 adet üretme istasyonu ile faaliyetine devam ediyor. Bu tesislerde Geyik, Alageyik, Ceylan, Anadolu Yaban Koyunu, Hatay Dağ Ceylanı ve Kelaynak kuşlarının üretimi yapılıyor. Yürütülen memeli yaban hayvanı yerleştirme çalışmaları kapsamında; 2002 yılında Kızılgeyik, 2004 yılında Anadolu Yaban Koyunu, 2005 yılında Ceylan, 2010 yılında Alageyik, yerleştirme çalışmalarına başlanmış olup çalışmalarımız bütün hızıyla sürüyor. 2015 yılında ise 114 yaban hayvanını üretme istasyonlarından tabiata yerleştirdik.
“Yaban hayvanlarının yaralarını sarıyoruz…” Tabiatta çeşitli sebeplerle yaralanmış durumdaki yabani hayvanların rehabilitasyonu, tedavisi için kurtarma ve rehabilitasyon merkezleri kuruyor ve yaban hayvanlarının yeniden tabiata kazandırılabilmesi için gayret sarf ediyoruz. 2016 yılı itibariyle 3 tane yaban hayvanı rehabilitasyon merkezi kurulmuş, 2 tanesi de tamamlanmak üzeredir.
“Uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınan türlerin korunması için eylem planları hazırlıyoruz…” Nesilleri tehlikede olan türler için “Tür Koruma Eylem Planları” yapıyoruz. 2002 yılında 2 adet Tür Koruma Eylem Planı varken, 2016 yılı itibariyle 45 tane türün eylem planını yaptık.
“Yaban hayvanlarının izini sürüyoruz…” Genel müdürlüğümüz yaban hayvanlarının izlenmesi çalışmalarını, gelişen teknoloji ile kullanımı artan fotokapanlar ve GPS’li tasmalarla gerçekleştiriyor. Kelaynak (2), Turna (4), Ceylan(3), Alageyik(1) gibi türlerimiz GPS’li tasmalar ile anlık veriler ile uydu üzerinden takip edilebiliyor. Ülkemiz genelinde şu an yaklaşık 1000 fotokapan ile yaban hayatını izleme çalışmalarımız devam ediyor. GPS vericili tasma takılan türlerin ve birey sayılarının arttırılması ve daha fazla fotokapanla yaban hayatının izlenmesine yönelik proje hazırlık çalışmalarımız da sürüyor. Yine ülkemizdeki kuş hareketliliğinin izlenmesi, Kış Ortası Su Kuşu Sayımları (KOSKS) ve Kuş Halkalama Çalışmaları ile gerçekleştiriliyor. 2014 yılından itibaren Genel Müdürlüğümüz koordinasyonunda gerçekleştirilen Kış Ortası Su Kuşu Sayımlarında yılda ortalama 1.750.000 su kuşu sayıldı. Yine son 5 yıldır Genel Müdürlüğümüz koordinasyonunda 3 halkalama istasyonunda gerçekleştirilen halkalama çalışmaları ile yılda ortalama 12.000 adet kuş halkalandı.
“Sokak hayvanlarını kaderine terk etmiyoruz…” Sokak hayvanları rehabilitasyon çalışmalarını belediyeler işbirliği ile yürütüyoruz. 70.570 hayvan kapasiteli 223 adet hayvan bakımevinde sokak hayvanları rehabilitasyon çalışmaları yapılmaktadır. 2004-2015 yılları arasında belediyelerce 1.095.725 adet sokak hayvanı kısırlaştırılarak, aşılandı ve işaretlendi. Bakanlığımızca sokak hayvanlarının rehabilitasyonu için belediyelere 2009-2011 yılları arasında 4.311.000 TL ödenek aktardık ve 63.095 sokak hayvanı rehabilite edildi. 2009-2015 yılları arasında ise 38 belediyeye bakımevi yapımı için 18.983.715 TL ödenek aktarıldı. 31 adet hayvanat bahçesi ruhsatlandırdık. Deney hayvanı kullanan 113 adet kurum/kuruluşun ise yönergesi onaylandı.
“Gen Projesi ile Geleceğe Dev Yatırım…” Bakanlığımızca yürütülen faaliyetler kapsamında, “Ulusal Biyoçeşitliliğin ve Gen Kaynaklarının Korunması Hedefleri Doğrultusunda Büyük Memeli Türlerinin Araştırılması, Korunması ve Yönetimi” projesi tamamlandı. Bu proje ile 15 yaban hayvanı türünden 769 DNA ve 548 hücre örneği alınarak gen bankası oluşturuldu. Bu bizim türlerimizin neslinin devamı ya da yeniden üretilebilmesi için geleceğe yapılmış dev bir yatırımdır.
Ülkemizin zengin biyolojik çeşitlilik varlığı ile ilgili olarak neler yapıyorsunuz? Milli Projemiz olan “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi”ni başlattık. Biyolojik çeşitlilik gibi doğal bir kaynaktan, verimli ve sürekli olarak faydalanabilmek esastır. Bunun da ilk adımı; Biyolojik çeşitlilik kaynaklarımızın iyi tanınması ve potansiyellerin belirlenmesidir. Bu gaye ile bilimsel gelişmeler ışığında, 2013 yılında yerli bilim adamlarımızla Türkiye’nin dört bir yanında araştırma ve envanter çalışmalarına başladık.
“Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik haritasını çıkarıyoruz” Proje kapsamında bugüne kadar 54 ilde çalışmaları başlatmış olup, 26 ilde tamamladık. 2018 yılı sonuna kadar da 81 ilimizde bu çalışmaları tamamlayarak, ülkemizin Biyolojik Çeşitlilik Haritası ortaya çıkaracağız. Envanter çalışmalarında 26 ilde 223.745 konumsal gözlem noktasında 10.258 adet takson tespiti yapıldı. 71 lokal endemik, 2.488 adet de endemik takson tespit edildi. Endemizim oranı % 23,2 oldu. Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi” ile flora, fauna, habitat ve özellikli alan envanterleri yoluyla, 26 il tamamlanmış olmasına rağmen veri tabanındaki veri sayısı 2 katına çıkarılmıştır.
Tabiatın İzlerini Takip Ediyoruz… Bu proje ile Biyolojik Çeşitliliğin izlenmesi ilk kez sistemli bir yaklaşımla ele alındı. Biyolojik çeşitlilik tür ve habitat bazında izleme yaklaşımı benimsendi. İzleme göstergelerimizi tespit etmeye devam ediyoruz. Ülkemizin tüm illerinden gelecek biyolojik çeşitlilik verileri Nuh’un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanında depoluyoruz ve biyolojik çeşitliliğimizin korunması ile sürdürülebilirliği adına meydana gelecek değişimleri izleyerek verileri güncelliyoruz.
“Tıbbi ve aromatik bitkiler ile ekonomik değeri olan türlerin tespitini yapıyoruz” Ülkemizde yapılan çalışmalarda ekonomik değere haiz türler de belirlenmiş olup, en fazla 1157 taksonun yer aldığı Gıda üretimi dikkat çekiyor. Bunu 1036 türle tıp ve bitkisel ilaç, 982 türle genetik materyal, 764 türle süs eşyası ve 485 türle peyzaj bitkisi izliyor.
“Baraj suları altında kalacak özellikli bitkiler kurtarıyoruz” 2013 yılında başlattığımız Baraj Göl Aynası (Göl Alanında) Altında Kalacak Bitki Türlerinin Tespiti Projesi kapsamında; risk altında olan, ekonomik (tıbbi-aromatik) değeri olan, endemik, lokal endemik, nadir ve nesli tehlikede olan bitki türlerini (özellikli bitkiler) uygun habitatlara taşınması ve naklini üretilerek dikimini gerçekleştirdik. 2013-2015 yılları arasında 22 baraj alanında 4280 bitki tespit ettik. Bunlardan 62 özellikli bitki tespiti yapıldı ve 49 özellikli bitkinin taşınması ve nakli gerçekleştirildi izlemeye alındı. 2015 yılında tespit edilen 13 özellikli bitkinin taşınması, üretimi ve çalışmasına devam ediyoruz. Özellikli bitki örneklerini Türkiye Tohum Gen Bankası’nda korumaya aldık. “Biyokaçakçılıkla mücadele Modern biyoteknolojinin hammaddesi niteliğinde olan genetik çeşitliliğin ve genetik kaynakların korunması, sürdürülebilir kullanımı, ülkemizin genetik kaynakları üzerindeki haklarının korunması maksadıyla 2013 yılında Biyokaçakçılıkla Mücadele Projesi başlattık. Proje kapsamında tüm illerde kolluk kuvvetlerine ve halka yönelik bilgilendirme faaliyetleri yürütüyoruz. Ülke genelinde 2014- 2015 yıllarında Biyokaçakçılıkla Mücadele Konusunda yaptığımız çalışmalarla yaklaşık 250.000 kişinin bilinçlenmesini sağladık.
“Vatandaşlarımızla El Ele Geleceğe…” Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü olarak, vatandaşlarımıza kainatın bize sunduğu nimetlerden faydalanırken ve onları koruyarak geleceğe taşırken el ele olma çağrısında bulunuyoruz. Gelin, bu güzel coğrafyayı ve tabiatı birlikte yaşayalım. Yeni açmış bir gelinciği, kozasından henüz çıkmış bir kelebeği, ip atlayan çocukların seslerini, çiçeklerden bal toplayan arıları, deniz kaplumbağalarının yavrularıyla birlikte suyla ilk buluşmalarını ve daha nice güzelliği yaşayarak sevdiklerimizle birlikte huzur ve mutluluk dolu anlar, anılar biriktirelim. Korunan alanlarımızı hep birlikte yaşayalım, yaşatalım ve geleceğe aktaralım.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.