BEYİN İŞGALİ

Beyinlerin işgali, ülke işgalinden daha tehlikelidir. Bunu göremeyen, bununla mücadele edemeyenler gaflet,dalalet, hatta hiyanet içindedirler.

Bir asırdır bizzat devlet eliyle  ülkemizde demokrasi, özgürlük ve laiklik adı altında İslam karşıtı bir nesil yetiştirilmeye çalışıldı. Maalesef istedikleri sonuca da ulaştılar. İslam düşmanı, ahlak yoksunu, hırsız, ayyaş, LGBT’ci, kumarbaz, dolandırıcı, uyuşturucu müptelası, lümpen, kendini beğenmiş, saygısız, azgın, bencil, rüşvetçi, doyumsuz, kişisel çıkarları herşeyin üstünde gören ve neresinden tutarsan elinde kalan bir nesil yetiştirildi…

Aileler,  çocuklarını koruma konusunda aciz kaldılar. Pislik, neredeyse her aileye bir şekilde bulaşıp, yapıştı.

Seksen yaşındayım. Ne kendim, ne de emsallerim bu yapıdan kurtulamadık. Büyük bir bölümümüz bu iğrenç yapıya yönlendirildik, yapının içinde bulduk kendimizi. Görünüşte kimse bizi zorlamadı. Özendirildik, teşvik edildik.. Toplum mühendislerinin ince ince işlediği pisliğin parçası yapıldık. Medeni, çağdaş, görgülü insanlar olmak isterken, zamanla bir bataklığın içinde olduğumuzun farkına vardık. Bataklıktan çıkarak doğru yolu bulmak asla kolay değil.

Mücadele ettim.. Çok şükür  bu pisliklerden büyük oranda kurtularak doğru yolu buldum. Arkadaşlarım halen bataklıkta gül toplamaya devam ediyorlar. Güçlü irade sahibi olmayanlar, hele ki Allah’ın yardım elini uzatması olmadan  bu pisliklerden ve bu zihniyetten kurtulamazlar. Bu alışkanlıkların tamamı beynin işgal edilmesi anlamına gelir.

Türküm, doğruyum, çalışkanım diye yıllarca maval okuyup çocuklarımıza güya ahlak aşıladılar..Netice sıfır. Kemalist gençlik ve  türevleri ne Türk oldular, ne doğru oldular, ne de çalışkan..Aksine olunabilecek en alçak seviyede ahlaksız ve kimliksiz nesiller yetişti.

Mesela kumar.. Çok önemli, hastalık derecesinde bir tutkudur. Eğlencesine başlatılan ve giderek tutku haline dönüşen bir beyin işgalinin göstergesidir. Bundan kurtulabilmek hemen hemen imkansızdır. Bu tutku insanı kişiliksiz, karektersiz, sahtekar, yalancı, aşağılık bir duruma düşürür.

Alkol ve uyuşturucu..

Alkol, ülkemizdeki dokunulmaz en önemli puttur..Sigara ve zararlarını her yerinden kalkan rahatça konuşur, anlatır..Alkol aleyhinde ise, Cumhurbaşkanı bile konuşamaz..Partiler karar alamaz..Çağımızın Lat’ı, Menat’ı, Uzza’sıdır alkol..Kimse dokunamaz..İsterse alkol alıp, anasını kessin insanlar..İsterse alkollü araç kullanıp onlarca masum insan katledilmiş olsun. İsterse bu yüzden aileler dağılsın..

Alkol kullanmayanları, adamdan bile saymayan bir gürüh mevcuttur ülkede. Bu alışkanlık bir iki kadehle başlayıp, giderek her akşam yemeğinde olmazsa olmazlar arasına girer. Giderek alkolik olma boyutuna ulaşılır.

Uyuşturucu alkolun bir ileri aşamasıdır. Bağımlılık oluşur. Bunlara müptela olan insanlar kendilerini, şahsiyet ve karakterlerini kaybederler. Ne yaptıklarını bilmezler. İkinci bir kişiliğe dönüşürler. Her türlü pisliği ve kötülüğü yapabilecek konuma gelirler.

Dinimiz, ‘’İçki bütün kötülüklerin anasıdır’’ der.. Bu zalim düzen ise, bütün pislikleri teşvik eder, sözüm ona sanatçıları(!) bu iş için öncülük ve önderlik yaparlar. İçkinin, kumarın, zina ve ahlaksızlığın mimarlığını sanatçılara yaptırırlar. Bütün çocuklarımız ve geleceğimiz bu yüzden tehdit altındadır.

Bugün, uyuşturucu belası neredeyse toplumdaki her ailenin kapısını bir şekilde çalmaktadır. Her gün haberlerde, uyuşturucu almak için para bulamayan sapık ve psikopat gencecik çocukların, ailelerini katlettiklerini duyarız. Yapmayacakları kötülük, yoktur artık..Tüm benliklerini bu iğrenç ilişkiler içinde kaybetmiş, ailelerini de büyük sıkıntılara düşürmüş uyuşturucu bağımlıları..Beyinleri işgal edilmiştir, ne ana tanırlar, ne baba.. Trafikte yol verdin vermedin diye katliam yaparlar. Ters baktın diye adam öldürürler. Devletin kurumlarını talan ederler. Rüşveti meşru hale getirirler. Dolandırıcılığı organize sektör haline dönüştürürler… Velhasıl, bu azgın nesilden hayırlı bir davranış beklemek mucize olur. Allah’tan uzaklaşan, mutlaka böyle pislik bir bataklığın içinde bulur kendisini.

Bu neslin sakinleştirilerek islah edilmesi lazım. Devletin bu konuyu acil kodu ile gündeme alması gerekir. İçtiğimiz sulara, yediğimiz ekmeklere sakinleştirici bir madde katılarak azgınlıklar giderilmeli. İçine düşürüldüğümüz bu pis bataklık kurutulmalı. Kurtuluşun reçetesi hazırdır, iş uygulamada. Mademki toplumun yüzde doksan dokuzu müslüman, o halde İslami esaslara dayalı bir yapı oluşturulmalı. Buyurun, hodri meydan. Türkiye yüzyılını zenginleştirelim… Terörsüz Türkiye, söylemi kulağa hoş geliyor. Allah korkusu olmayan, vicdan ve merhameti olmayan, hırsız ve ahlaksız bir toplumun içinde terör olsa ne olur, olmazsa ne olur. İlkeli bir duruş sergileyelim. Terörsüz, ahlaklı, namuslu, merhametli, imanlı, inançlı bir Türkiye yüz yılını oluşturalım.

Saygılarımla.

İDRİS ORTAKAYA